Kategori: Güvenlik
Yazar: guvendemisiniz.com
Tarihi: 9.12.2014
Günümüzde internet deyince traji-komik olacak ama maalesef “aaa internet mi, tabii kullanıyorum, facebook, twitter bilmez miyim” durumundayız. Yani internet eşittir facebook (gençlerin söylemiyle feys) ve twitter. Hâlbuki facebook ve twitter gibi ortamlardan yaptığımız paylaşımların nelere sebep olabileceğini bir bilsek…
Yaptığımız birçok hareketin altında Psikolojik altyapısal olarak nedenler olduğunu aslında içten içe biliyoruz ama itiraf edemiyoruz ve alışkanlık haline gelen bu yaptığımız şeylerden de vazgeçemiyoruz.
İşte bu tip psikolojik altyapısı olan eylemler bizi sanal dünyada da karşılıyor. Örneğin kendimiz hakkında bilgi vermek çok hoşumuza gidiyor kesinlikle. “Şu anda neredeyim?”, “Ne yapıyorum?”, “Bakın çok mutluyum” ya da “şu anda kendimi üzgün hissediyorum” gibi sorulara/durum bildirimlerine nedendir bilinmez ama “bize ne” diye kimse cevap vermiyor.
Hatta daha da ötesinde “aaa bilmem kim bak tatile çıkmış. Biz daha oturalım evde” durumuna kadar gelen örnekleri de duyuyoruz.
Tabii psikolojik olarak incelense eminim masum bildirimlerin ötesine geçmiş paylaşımlar için “gösteriş yapma” önemli bir neden olarak karşımıza çıkar.
Bununla beraber, kendiniz hakkında fazla bilgi vermek de kesinlikle doğru değildir. Sevdiğiniz şeyler, hobileriniz ya da sizi korkutan şeyler hakkında bilgi vermek daha sonra size yaklaşmak isteyenler tarafından kullanılabilmesi ya da tam tersi size karşı kullanılabilme ihtimali yüzünden doğru bir davranış değildir.
“bakın çok sosyalim”, “bakın eşimle ne kadar mutluyuz” , “bakın 10 yıl önceki mayo/bikini üzerime tam oturdu” ,”bakın arkadaşlarla rakı âlemindeyiz “… gibi paylaşımlar her gün biraz daha çöplük ve saçma bir alan haline getiriyor interneti maalesef. İşte biz bu çoğu anlamsız olan paylaşımların yapıldığı alana ve ortamlara sosyal medya diyoruz.
Ancak sosyal medyada yaptığımız paylaşımların ve paylaşımları yaparken gönderdiğimiz resimlerin/fotoğrafların internette kalıcı olarak yer aldığını biliyor musunuz? Facebook ‘dan ya da twitter ‘dan bir paylaşım yaptınız ve sonra sildiniz… Herkesin göreceği şekilde silindi evet. Ama gerçekte silinmedi. Facebook ya da twitter ‘ın veri tabanında duruyor. Ama sadece “silindi” olarak işaretlendiği için insanlara gösterilmiyor. Ve siz silinceye kadar Google gibi arama motorları tarafından okunduysa yazdığınız paylaşım, istediğiniz kadar silin. Birde Google’dan silinmesini beklemeniz gerekecek artık.
Kendi resminizi, arkadaşlarla çektirdiğiniz resimleri, tatil fotolarınızı vb. sosyal medyaya attınız diyelim… Hani o sosyal medya sitelerine üye olurkene (kene diye mahsus yazdım, bilginize ) kabul ediyorum dediğiniz sözleşmeler var ya…. İşte orada efenim bu paylaşımlarda bulunduğunuz fotoğrafların vb. içeriklerin sizden hiçbir izin alınmaksızın istenildiği gibi kullanılabileceğine izin verdiğiniz maddeler var.
Örneğin Facebook’un kullanıcı sözleşmesi incelendiğinde yaklaşık olarak şöyle bir madde olduğunu söyleyebiliriz: “İsminizi, resminizi, yarattığınız içerikleri ve sitemizde bulunan tüm bilgilerinizi bize verdiğinizi ve bu bilgileri ticari, sponsorlu içeriklerde kullanmamıza izin verdiğinizi kabul edersiniz. Böylece örneğin, ticari bir kurum veya uygulama, sizin isminizi, fotoğrafınızı veya özel bilgilerinizi sizden izin almaksızın kendi ürünleri üzerinde kullanmak için bize ödemede bulunabilir.”
Ayrıca zengin biriyseniz sizi takip eden(internetten tabii ki) birileri sizin ve ailenizin tatilde olduğunuzu gösteren fotoğrafı görüp evinize ufak bir ziyaret de bulunabilirler. Ki bunun örneklerini çok gördük, halende görüyoruz.
Yani, “Süper eğleniyoruz bakın” diye paylaşım yaparken esas eğlencenin dönüşte olduğunu bilemeyeceksiniz tabii…
Paylaştığınız fotoğraflarınızdan sizi çok seven (!) birilerinin fotoğrafların bir kısmını kesip biçerek montajlayıp başka hallere sokabileceğini de unutmamak lazım tabii.
İş görüşmesine gittiniz, form doldurdunuz ve klasik olarak “biz sizi ararız” dendi. Eve döndünüz tabii olarak.. Ve haber bekliyorsunuz. Bu sırada ise uyanık olan olası işvereniniz sizi internetten arıyor ve hakkınızda bilgiler ediniyor. Neler seversiniz, huyunuz nedir, düşünceleriniz nedir? Vb.
Ama bi dk.. Siz bu paylaşımları silmiştiniz… Nereden çıktı şimdi bunlar? Google siz silinceye kadar geçen zaman arasında indekslemişti de oradan çıktı efenim…
Tüm bunlar nedeniyle sosyal medyayı kullanmaya başladığınızda ilk yapmanız gereken şey kullanıcı ayarlarından gönderdiğiniz mesajları kimlerin görebileceğini belirlemek olmalıdır. Örneğin facebook ‘da ayarlar linkine basıp güvenlik ve gizlilik sekmelerindeki ayarları herkese açık biçiminden sadece arkadaşlar olarak değiştirebilirsiniz. Bu sayede yaptığınız paylaşımlar Google gibi arama motorları tarafından okunamaz. Benzer ayarlar twitter içinde geçerlidir.
Anne-babalarımızın zamanından kalan güzel deyimler var sosyal medyayı tarif etmek için kullanılabilecek: “Üst mahallede kendin söyle yalanı, alt mahallede in kendin inan” bunlardan biri
Siyasal yönlendirmeler, gerilim oluşturmalar vb. içinde sosyal medya maalesef biçilmiş kaftan. Bunlara hakaretleri, küfürleri, yalan paylaşımları da ekleyince neden bu bölümün başında çöplük dediğim daha iyi ortaya çıkacak eminim.
Facebook ya da Twitter yeni hesap açma gibi durumlarda sizin o kişi olduğunuzu ispat etmenizi beklemiyor. Yani sizin adınıza biri gidip çok rahatlıkla hesap açabilir, sizin yerinize başkalarına hakaret, küfür vb. yapıp sizin başınızın ağrımasına yol açabilir. “IP adresinden kim oldukları tespit ediliyor” dediğinizi duyar gibiyim. Ancak maalesef gerçek tam olarak bu değil. Twitter gibi bazı sitelerin ülkemizde temsilcilikleri olmadığı için bir mesajın hangi ip üzerindeki bilgisayardan atıldığı bilgisini twitter’ın merkezinden istemek durumunda kalıyorsunuz. Onlarda size mahkeme kararı getirin diyorlar. Ancak tabii ki bizim mahkemelerin orada yasal bir yaptırım gücü yok. Bu nedenle bizim mahkemelerin oradaki mahkemelere yazı yazması, talepte bulunması, oradaki mahkemelerinde eğer uygun görürlerse twitter’ın merkezinden bu bilgiyi isteyip size iletmeleri gibi bir süreç ile baş başa kalabilirsiniz. Saçma mı? Evet. Ama maalesef durum böyledir.
Burada kısa bir parantez “arkadaşlık siteleri” için açalım. Arkadaşlık siteleri (eş bulma vb. amaçla açıldığı iddia edilen siteler) kişi bilgilerini toplama, fuhuş vb. amaçla da kullanılabiliyor günümüzde. Bu nedenle kendilerini nasıl tanıtırlarsa tanıtsınlar bu tip sitelere üye olmak konusunda çok ciddi temkinli olmakta fayda var. Tabii bu sitelerde açılan üyeliklerdeki bilgilerin genelde sahte yada en azından abartı bilgiler olduğunu da hatırlatmak lazım. Diğer yandan bazı yeni açılan ya da bir süredir aktif olan arkadaşlık siteleri “üye sayımız bakın ne kadar çok, bize güvenebilirsiniz” imajı vermek için internetten buldukları isimlere kendileri üyelik açmaktalar. Buna da dikkat etmelisiniz. Yani sizin isminize bir arkadaşlık sitesinde üyelik açılmış olabilir.
Eğer böyle bir durumla karşılaştıysanız hemen o site ile irtibata geçin ve o üyeliğin kapatılmasını isteyin. Genelde dikkate alınır ve üyelik kapatılır. Ancak aksi durumda ise Emniyet Bilişim Şube ile derhal irtibata geçin.
Sosyal medyanın “duyurma” gücü korkunç… Bu nedenle de güvenlik konusu çok önemli sosyal medyada. Bir kişi hakkında iftira, hakaret yalan vb. gibi şeyler dakikalar içerisinde binlerce kişiye ulaşabilir.
Bu nedenle sosyal medyayı kullanırken dozu yüksek tartışmalara katılmayın. Yoksa adınıza hakarete varan paylaşımlar ile karşılaşmanız an meselesidir.
“İyi de, sosyal medya da reklam içerikli paylaşımlar dakikalar içinde binlerce kişiye ulaşabilir. Yani kullanmayacak mıyız?” Diyebilirsiniz. Kişisel olarak belirtmem gerekirse, “kullanmanın sanıldığı kadar bir faydası yok” diyebilirim. Ama firma olarak kullanmanın ise faydası var tabii ki.
Rakamlara bakalım:
Türkiye’de 35 milyon kişi internet kullanıcısı.
Bu rakamla Dünyada 13, Avrupa’da ise 5. sıradayız.
Bu internet kullanım rakamların yaklaşık %66 ‘sını ise 18-44 yaş arası insanlar oluşturuyor.
Reklam etkileşimine geldiğimizde ise Avrupa’da 3. ülkeyiz. Yani reklamlara tıklayan, itibar eden, reklamların sonucunda alışveriş yapan Avrupa’da 3. ülkeyiz.
İşte tam da bu nedenle internet ve internet reklamcılığı çok ama çok önem arz ediyor efenim.
Firmanızı duyurmak ya da reklam amaçlı olarak sosyal medyayı kullanmak tabii ki ciddi kazanım elde etmenizi sağlayabilir. Ancak kesinlikle siyasi tartışmalara ya da benzeri konulara firma hesaplarınızdan dâhil olmayın. Ve kişisel olarak bu tip tartışmalara kendinizi tutamayarak dâhil oluyor iseniz, kişisel sayfanızda firma adınızı vs. paylaşmayın…
Birazda rakamsal olarak örnek verelim… Bu yıl ülkemizde Facebook ‘da, verilere göre 410 kişi dolandırıldı. Yöntem olarak ise şöyle bir yol izleniyor: Size hesabı kırılan bir arkadaşınızdan “Hediye çeki kazandın” şeklinde bir mesaj geliyor. Sizde arkadaşınızdan geldiği için inanıyorsunuz ve size verilen linkten cep telefonunuza kod gönderilmesine izin veriyorsunuz. Size bu gelen kod mesajının kendisine iletilmesi isteniyor. Sizde gelen kod mesajını arkadaşınıza(siz arkadaşınıza ilettiğinizi sanıyorsunuz, oysa hesabı kırılmıştı) iletiyorsunuz. Sizin adınıza bu kod ile alışveriş yapılıyor. Ve faturası size cep telefonu faturasına ilave edilerek geliyor.
Bu noktada arkadaşınızın hesabının nasıl kırıldığını da açıklamak gerekirse; genelde tahmin edilebilir şifreler yüzünden diyebiliriz.