Kategori: Teknoloji
Yazar: Longplay Dijital
Tarihi: 26.09.2018
Yapay Zeka Zekalı mı?
Artık bir çok ortamda teknolojiyi, nereden geldiğini, nereye gideceğini tartışıyoruz. Tabii bunu yaparken de karşımıza iki büyük tanım çıkıyor.
-
Big Data (Büyük Veri)
-
Yapay Zeka
Kuşkusuz birbirinden beslenen, biri olmadan diğerinin olmasının mümkün olmadığı iki tanım bu.
Biz bugün “Yapay Zeka” tanımını dilimiz döndüğünce(klavyemiz çalıştıkça :)) anlatmaya çalışacağız.
Ama önce dilerseniz biraz “havaya girelim” .. Önce şu adresten bir doz Terminator müziği alalım.
Sonra yazımıza geçelim, bakalım Yapay Zeka, “zekalı” mıymış?
Yapay Zeka Nedir ?
İlk defa araç kullanmaya başlayan acemi sürücülere genelde “Sadece hemen önündeki aracı değil, 2-3 önündeki aracı takip etmen, dolayısıyla trafiği takip etmen gerekir” denir. İşte bu cümleyi duyan bir insan, bu yönergeyi / tavsiyeyi yerine getirmek için içgüdüsel ve beyinsel olarak vücudundaki hangi organın ne yapması gerektiğini kalkıp bir kağıda yazıp sonra işlemleri uygulamaz. Yani, gözünün hangi açıda nereye bakması gerektiğini, o sırada yolu nasıl takip edeceğini matematiksel verilerle değil, insana doğumundan itibaren verilen içgüdüsel refleks ve beyin aktiviteleri sayesinde uygular.
Ancak iş bir bilgisayara / makineye bu işlemi yaptırmaya geldiğinde orada tamamen sayısal konuşmanız gerekir. Yani, aynı örneği bir bilgisayar yaptığında kabaca aşağıdaki gibi bir döngü ve komutlar silsilesi ile bu yapılmaktadır:
-
Tekerleklerden gelen dönme verisine göre kaç mt gittiğini geçen zaman ile …. formülüne sokarak saatte kaç km hızla gittiğini ölç
-
Gidilen zeminin kayganlık derecesini belirle,
-
Önündeki araç ile mesafeni ölçerek o aracın kaç km hızla gittiğini sürekli kontrol et,
-
Uydu bağlantısından gidilen yolun yaklaşılan kısmında bir sıkışıklık var mı yok mu kontrol et,
-
Yoldaki diğer araçları kamera verilerine göre track edip tanımla ve belirle
-
O araçların kamera üzerindeki farklılıklarından kendi hızınla … formülüne sokup hızlarını tespit et,
-
Tüm bu 6 maddelik işlemleri sn’de … kez tekrar et,
-
Eğer tespit edilen araçlarda sn’de …. tolerans değerinden daha fazla mt. bir oynama tespit edilirse 2. maddedeki veriyi de göz önüne alarak önlem protokolünü çalıştır ve en uygun manevrayı yap (gerekirse fren, gerekirse hızlı direksiyon çevirme vb.)
Bilgisayarın uygulaması kabaca böyle. Tabii veriler bu kadar az değil, 10larca veri alınıyor ve bir şekilde işlemlerden, formüllerden geçiriliyor. Size bu maddeler sıkıcı gelmiş olabilir. Ancak, maddelerdeki bu tarif aslında tam da şu anda teknolojinin geldiği noktayı anlatıyor. Çünkü 5-6 yıl önce bu kadar çok parametre değil, sadece “Önündeki arabayla mesafen …. sn’de ….. cm tolerans değerinden daha çok düşerse ani fren yap” seviyesindeydi. Şu anda ise önündeki aracın da önündeki araçları, sağındaki solundaki araçları takip etme ve onlarında yapacağı hatalara karşılık verme durumuna geçildi.
Peki ya sonra diyebilirsiniz.
Yüksek ihtimalle, bu şekilde otomatik çalışan araçlar çoğaldıkça yolda giderken birbirleri ile iletişime geçip “Benim sağ ön lastik havamda bir azalma oldu ben mecburen sağa çekiyorum, bilginiz olsun” gibi mesajlaşmalar olabilir. :)
Hatta, otomatik lastik şişirip yola devam etmeler ve en yakındaki lastik istasyonuna “ben geliyorum bilgin olsun” diye haber göndermeleri görebiliriz. Ve tabii ki bunun da sonrasında tekerlekler artık lastik değil, farklı maddelerden oluşturulmuş duruma geleceklerdir.
İnsan beyni bu maddeleri aslında tek kelime ile yani “refleks” ile geçiyor oysa. Bize nasıl yaptın diye sorsalar nasıl cevap verebiliriz ki? “Öndeki adamın kullanışından anladım, yavaşladım ve ani hareket yapınca da fren yaptım” diyebiliriz en çok… Tabii bu olayın yaşanmasından önceki anlarda bize yardımcı olacak önsezi ve tecrübe gibi kavramları da unutmayalım çünkü “zeka” kelimesinin içerisinde biraz da bu iki kavram var.
Bu tip örneklere biraz da esprili olması açısından “5 dk’ya geliyorum” ile “6dk. 44 sn sonra gelmiş olacağım” karşılaştırmasını da örnek olarak ekleyebiliriz. 6 dk 44 sn verisi nasıl ölçülüyor sorusuna girmeyelim isterseniz şimdi :) Ama sanırız tahmin ediyorsunuzdur :)
Peki okurken mutlaka aklınıza gelmiştir. Yukarda saydığımız maddeleri kim belirliyor?
Bu çok önemli bir soru değil mi?
Çünkü aslında olayın “zeka” kısmı burada…. Şu parametreyi al, şununla …. formülüne göre işleme al sonrasında …. yap !
İyi de, bu maddeleri belirleyen aslında “formülü” belirlemiş olmuyor mu?
Buraya kadar verdiğimiz örnekler aslında işin “Yapay” ‘lığını ortaya koyuyor. Yani herhangi bir işi yaparken ki beynin yaptıklarını maddelere döküp, matematiksel veriler ve aşamalar haline getirip formülü verdiğinizde sonuç elde ediyorsunuz.
Farklı bir örneği inceleyelim…
Otomatik iniş yapabilen hava araçlarında bu özellik nasıl çalışıyor hiç düşündünüz mü?
Kabaca şuna benzer olması gerekiyor:
İnilecek üste …. mil yaklaştığında ve yükseklik …. mt ‘ye indiğinde tekerlekleri aç,
Hızını kademeleri olarak ….. mil’e düşür,
Uçağın yönünü rüzgar’ın yönü ve şiddetine göre ayarlayarak manevra yap,
Piste indiğinde … derecesinde fren yap
Pist yolu üzerindeki çizgiyi track et
vb.
Yapay Zeka Nasıl Yapılır ?
Programlama ile tabii ki. Ancak işin içine robotik ve kinetik gibi alanlarda giriyor. Her geçen gün daha da fazla artacak bu birliktelik tabii olarak.
Yapay Zeka Programlama
“Peki bilgisayarın yaptığı ne ?” diye sorduğunuzu duyar gibiyiz…
Hatta buna bir soru da biz ekleyelim…
Bu sonuçlara göre neden daha fazla işlem hacmine gerek duyan, devamlı RAM’i, CPU’su artan bilgisayarlara ihtiyacımız var öyleyse?
Sorunun cevabı aslında basit. Biz sadece formülü verip ona pasta yapmasını söylüyoruz. Ancak beklediğimiz pasta sayısı çok fazla. Yani, formülün uygulanacağı veri sayısı çok fazla.
Buna şöyle bir örnek verelim;
İstanbul’da çok çeşitli toplu taşıma araçları var malum… Bu araçları önceden akbil, şimdi ise İstanbul Kart gibi ödeme araçları ile kullanıyoruz. Önceleri sadece binerken İstanbul Kart kullanıyorduk. Ancak bu veri eksikliğine sebep olan bir durumdur.
Bir kişi …. durağından bindi, ancak hangi durakta indi?
Bu sorunun yanıtı yoktu.
Ardından indiğimiz duraklarda da para üstü almak için yine kartımızı kullandığımızda aslında veri bütünlüğü de sağlamış olduk.
Böylece İstanbul’da hangi toplu taşıma aracında, hangi hatta, hangi saatler arasında hangi gün ne kadar yoğunluk var sorularına cevap alınabiliyor. Her gün milyonlarca insanın toplu taşıma kullandığını göze alırsak, sadece bir günlük verinin dahi milyonlarca satır veri olduğunu düşünebiliriz.
Yazılımcılar bu verinin nasıl formülize edileceğini kodlar yani formülü çıkarır. Tüm bu milyonlarca satır veriyi bu formüle göre sn ‘ler içinde tarayıp sonucu göstermek için ise işte sağlam bilgisayar sistemleri devreye girer. Çevremizdeki herşeyin bir veri haline dönüştüğü bu “big data” kavramı büyüdükçe, gerekli sistemlerde gelişiyor.
Kısaca, bilgisayarların yaptıklarının aslında bizim onlara yüklediğimiz hammaliye işler olduğunu söyleyebiliriz.
“İyi de, yaklaşık 1 yıl önce iki bilgisayar kendi aralarında bir dil oluşturup bu dilde konuşmaya başlayınca uzmanlar projeyi durdurmuştu ?” diye aklınıza bir soru gelebilir.
Dil oluşturmak için ne gereklidir?
1) Alfabe
2) Alfabe’deki harflerin ses karşılıklarının belirlenmesi
3) Alfabedeki harfler ile oluşturulan kelimelere bir anlam verilmesi (örneğin, JUWHQ kelimesi peynir demek olacak diye belirlemek gibi)
Bunları siz, biz dahi rahatlıkla yapabiliriz, sadece kelime oluşturup o kelimelere anlam yüklemek işi biraz hammaliye kalacaktır.
Bilgisayarlar için ise bu formülü verdiğinizde bir dil oluşturmak ne kadar zor olabilir ki?
Cevap: Hiç zor değil...
Yapay Zeka Filmleri
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde maalesef “Gerçek Doğru” ‘nun ne olduğunun çok fazla bir önemi kalmadı. İnsanları algılar ile neye inandırdığınızın önemi var. Çünkü algının sonucunda inandığı şey doğru oluyor o insan için.
Durum böyleyken, algı oluşturmanın en güzel yolu da sinema kuşkusuz. Aşağıdaki yapay zeka filmlerini ve yapay zeka dizilerini izleyebilirsiniz. Ama “bilim-kurgu” gibi birleşik kelime gruplarında her iki kelimeyi de aklınızdan çıkarmadan izleyin J Zira size “bilim” denenin “kurgu” olması söz konusu olabilir. Yapay-Zeka kavramındaki “yapay” gibi…. Yani önce çamurlu plakaları bir okusunlar, sonra dünyayı ele geçirirler J J
Yapay Zeka Film olarak,
I, Robot (2004) -> https://www.imdb.com/title/tt0343818
Minority Report (2002) -> https://www.imdb.com/title/tt0181689
Yapay Zeka Dizi olarak,
Person of Interest -> https://www.imdb.com/title/tt1839578
Yapay Zeka Tehlikesi
Tüm buraya kadar yazdıklarımızdan sanırız şöyle bir sonuç çıkarmak mümkün olacak…
İlerleyen 40-50 yıl içerisinde 2 tip insana ihtiyaç duyulacak :
1) Normalin dışında IQ’a sahip, tüm bu cihazların kodlaması/programlanması ile verilerin analizinde görevli ve yüzdelik olarak az sayıda olacak insanlar
2) Makinelerin yapamayacağı, mutlaka insan eli gerektiren ancak yapılması içinde herhangi bir eğitim vb. gerektirmeyen işlerde çalışmak üzere yüksek yüzdeli sayıda bulunacak insanlar
Bu iki zeka, eğitim, kültür düzeyinin ortasında kalan insanlar ise maalesef iş bulma konusunda sıkıntı çekecekler gibi görünüyor. Pek tabii bu açıdan bakıldığında işsizlik ve onun sonucunda da savaş, huzursuzluk ve mutsuzluk gibi kavramlar oldukça yüksek duruma gelecek gibi.
Kısaca “Endüstri 4.0”, “Büyük Veri” ve “Yapay Zeka” konuları orta-uzun vadede insanlığa pek de mutluluk getirecek gibi görünmüyor bizim açımızdan bakıldığında. Kısa vadede ise sinema filmleri vb. ile bize çok yarar getireceği algısı oluşturulacaktır kuşkusuz.
Peki, Endüstri 4.0’dan kaçış var mı diye sorabilirsiniz. Onun da cevabı maalesef görünen o ki yok… Çünkü tüm ülkeler bu altyapıya geçerken sizin geçmeme gibi bir lüksünüz olamaz.
“Yapay Zeka” tanımındaki “Zeka” kelimesi ise bir pazarlamadan ibaret. Çünkü esas “zeka”; onu programlayan, yazan, formülize edip bilgisayara nasıl yapması gerektiğini söyleyen kişilerde…
Bir başka yazıda daha görüşmek üzere, kalın sağlıcakla…
Unutmayın, bizler her hafta yeni bir yazıda sizlerle beraber olmayı ümit ediyoruz, siz de dilerseniz her hafta bu sitede görüşmek üzere...